tugba'nın hayatı
4 Aralık 2012 Salı
28 Mayıs 2012 Pazartesi
dingin mi
bakmayın suların durgun havanın sakin oluşuna hani lise kitaplarında "saraybosna prensi bir sırp milliyetçisi tarafından öldürülmüştü" de koca bir dünya savaşı çıkmıştı ya işte tam bu noktadayız dünya savaşı dinginliği...
26 Mayıs 2012 Cumartesi
kaç kaç
Kaç kitap okuyunca alim,
kaç diyar görünce gezgin,
kaç hezimetten sonrabezgin olurdu insan?
Kaç olunca çok,
kaçta kalınca azdı rakamlar?
desperate
ben de taşınsam meclis üyesi olur muyum acaba pılımı pırtımı yavrumu kocacımı alıp gitsem
buralardan ne güzel olur muydu bilmiyorum...
kahve
Yaşam konusunda bir fikrin vardı; içinde bir inanç, bir beklenti yaşıyordu.Eylemlere, acılara ve özverilere hazırdın ama yavaş yavaş anladın ki, dünya hiç de senden eylemlerde ve özverilerde bulunmanı istemiyor.Yaşam, kahraman rollerine ve benzeri şeylere yer veren bir kahramanlık destanı değil.İnsanların, yiyip içmeler, kahve yudumlamalar, örgü örmeler, iskambil oynamalar ve radyo dinlemelerle yetinip hallerine şükrettikleri rahat bir orta sınıf evidir... bozkırkurdu herman hesse
29 Nisan 2012 Pazar
1 Nisan 2012 Pazar
13 Mart 2012 Salı
9 Mart 2012 Cuma
evrenin hikayesi
Prof. Franco Ferruci’nin satırlarını okuduğunuz zaman, yerden yarım metre yüksekte gezinir gibi hissediyorsunuz kendinizi. Felsefi bir
ironi, insanlığın mı yoksa Tanrı’nın mı haline üzüleceğinize karar veremiyorsunuz bir türlü...
8 Mart 2012 Perşembe
anneanne evi
iki kadın mimar sanırım benim gibi anneannelerinin evini özlemişler vee uzun bacaklar geri dönmüş..Dün komodin olsun, bugün sehpa. Sehpayken, televizyon altlığı olabilsin yeni köşesinde. Çalışma masam, yeni evde mutfak masası olsun. Vestiyerim, artık tuvalet masam. Salondaki puf, giriş holüne taşınsın. Çocuk odasındaki dolap, artık büfe olmaya karar versin. Neden olmasın demişler ve ortaya talbet design çıkmış bayıldım bayıldım ellerinize sağlıkk...
7 Mart 2012 Çarşamba
dar alanda daralmayın
6 Mart 2012 Salı
en güzel saatler
henüz koşturmaca başlamamış ekmek kokusunun gazete kokusuna karıştığı güzel zamanlar hele birde cır cır böcekler başlasın..
5 Mart 2012 Pazartesi
yağmur
hani çiçekler vardır -sanarsın, hep tomurcuk kalacaklar, öylesine uzun sürmüştür ki gelişmeleri, serpilmeleri, olgunlaşmaları, oysa, gün gelir, inanamadığın bir hızla, pırıl pırıl açıverirler ya -işte, öyle: birdenbire geliverir yaşamının anlamı.
yada yağmur yağıyor seller akıyor minik bebitom camdan bakıyor....
kedi mektupları...
genelde romanlar pek ilgi alanıma girmez bu nedenle de okuduğum romanın konusunu pek çabuk unuturum fakat paylaşmak istediğim kitap Oya Baydar'ın hiç bir kitabın gibi unutlmayan, her elime alışımda yine beni duygulandıran Yunus Nadi Roman ödüllü KEDİ MEKTUPLARI. Almanya'da Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra orada yaşayan insanların hayal kırıklıklarını, özlemlerini, umutsuzluklarını, fikirlerini sorgulayışlarını kedilerin dilinden anlatıyor. okuduktan sonra kedilere bakışınız değişecek. benim gibi kedi sevenler için bu kitap...
"gidecek. hiçbir yere, hiçbir şeye sürekli bağlanamayan vahşi hayvanlar gibi; yalnızlığını, mutsuzluğunu peşi sıra sürükleyerek gidecek. bırakabilmesiyle övünüp bırakabilme yeteneğine güvenerek; aslında tüm bıraktıklarının boşluğunu içinde taşıyarak, o boşlukla ağırlaşarak gidecek. bir küçük kedi boşluğu olacağım bu korkunç dipsiz kuyuda.." der kitaptaki kedilerden biri olan arthur.
happiness is a choice
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)