13 Mart 2012 Salı

bahaar

söz verenler haklı çıktı yine baharlar geldi. umarım herkes sevdikleriyle nice baharlar geçirir...

9 Mart 2012 Cuma

evrenin hikayesi

Prof. Franco Ferruci’nin satırlarını okuduğunuz zaman, yerden yarım metre yüksekte gezinir gibi hissediyorsunuz kendinizi. Felsefi bir
ironi,  insanlığın mı yoksa Tanrı’nın mı haline üzüleceğinize karar veremiyorsunuz bir türlü...

8 Mart 2012 Perşembe

anneanne evi

iki kadın mimar sanırım benim gibi anneannelerinin evini özlemişler vee uzun bacaklar geri dönmüş..Dün komodin olsun, bugün sehpa. Sehpayken, televizyon altlığı olabilsin yeni köşesinde. Çalışma masam, yeni evde mutfak masası olsun. Vestiyerim, artık tuvalet masam. Salondaki puf, giriş holüne taşınsın. Çocuk odasındaki dolap, artık büfe olmaya karar versin. Neden olmasın demişler ve ortaya talbet design çıkmış bayıldım bayıldım ellerinize sağlıkk...

7 Mart 2012 Çarşamba

dar alanda daralmayın

benim gibi dar alanda kısa paslaşmalar yapmaz zorundaysanız küçük evlerde yaşıyorsanız hayat çok zordur bir de eşyalarda büyükse hiç çekilmez olur. fakat küçük mekanları ferah ve yaşanabilir kılmak da mümkün işte bir  şirin örnek... tam benim gibi geleneksel küçük lojmanlara sığmak zorunda olanlar için....

6 Mart 2012 Salı

en güzel saatler

henüz koşturmaca başlamamış ekmek kokusunun gazete kokusuna karıştığı güzel zamanlar hele birde cır cır böcekler başlasın..

okulum





benim çoğu zaman isyankar her zaman hüzünlü bazen coşkulu okulum...

5 Mart 2012 Pazartesi

yağmur

hani çiçekler vardır -sanarsın, hep tomurcuk kalacaklar, öylesine uzun sürmüştür ki gelişmeleri, serpilmeleri, olgunlaşmaları, oysa, gün gelir, inanamadığın bir hızla, pırıl pırıl açıverirler ya -işte, öyle: birdenbire geliverir yaşamının anlamı.


yada   yağmur yağıyor seller akıyor minik bebitom  camdan bakıyor....

kedi mektupları...

genelde romanlar pek ilgi alanıma girmez bu nedenle de okuduğum romanın konusunu pek çabuk unuturum fakat paylaşmak istediğim kitap Oya Baydar'ın hiç bir kitabın gibi unutlmayan, her elime alışımda yine beni duygulandıran Yunus Nadi Roman ödüllü KEDİ MEKTUPLARI. Almanya'da Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra orada yaşayan insanların hayal kırıklıklarını, özlemlerini, umutsuzluklarını, fikirlerini sorgulayışlarını  kedilerin dilinden anlatıyor. okuduktan sonra kedilere bakışınız değişecek. benim gibi kedi sevenler için bu kitap...
"gidecek. hiçbir yere, hiçbir şeye sürekli bağlanamayan vahşi hayvanlar gibi; yalnızlığını, mutsuzluğunu peşi sıra sürükleyerek gidecek. bırakabilmesiyle övünüp bırakabilme yeteneğine güvenerek; aslında tüm bıraktıklarının boşluğunu içinde taşıyarak, o boşlukla ağırlaşarak gidecek. bir küçük kedi boşluğu olacağım bu korkunç dipsiz kuyuda.." der kitaptaki kedilerden biri olan arthur.

happiness is a choice


uzun zamandır blogları takip ediyor ve işi gücü çocuğu olanlar nası vakit ayırıyor diye merak ediyor biraz da kıskanıyordum. bugün sabah 7'de uyandım her işi biraz erteledim ve kendime bir blog açtım çok mutlu hissediyorum..